Blogger tarafından desteklenmektedir.
RSS

Beyrut'ta Hayat - 2. Perde

Beyrut'a uçağımız 23:50'de olduğu için ve uçuş yaklaşık 1:30 saat sürdüğü için otele ancak gece 2'yi 20 geçe sularında varıyoruz. Otelimizin rezervasyonunu www.booking.com'dan, az zamanımız kaldığı için alelalece, çok seçici olmadan yapmıştık ancak Universel Residence otele geldiğimizde daha kapısına varamadan ağzımız açık birbirimize bakakalıyoruz.. ama gene de oda belki güzel olur ümidiyle hemen bozuntuya vermiyoruz..  Zaten booking.com'da otelin detaylı incelemesine baktığımızda Universal yerine Universel olarak adının yanlış yazılmasından küçük bir kurt düşmüştü içimize önceden ama yanındaki Residence kelimesi biraz olsun "yok canım o kadar da kötü değildir" dememizi sağlamıştı.. Ancak otelin derme çatma binası, lobinin kırık camları, evime paspas bile yapmam dedirtecek halıları, üzerine kimin ne yapıp da öyle lekeler bırakmayı başarabildiği belli olmayan koltukları ve en kötüsü otelden içeri girmemizle yüzümüzü yalayan tanımlayamadığımız garip bir koku (!) oda hakkında beklentilerimizin iyice minimuma çekilmesine sebep oluyor...

Universel Otel hakkında tek bir iyi şey vardı ne yalan söyleyeyim.. Otel çalışanları buldukları müşteriyi kaçırmamak için mi olacak nedir bilinmez, çok misafirperverdi doğrusu:) Hemen bavullarımızı taşıdılar ve bizi içeri aldılar. Hani bazı in cin top oynayan mağazalara girersiniz de bir anda bütün çalışanlar hoşgeldiniz, nasıl yardımcı olabilirim diye üzerinize atlarlar ya aynı öyle bir his doğdu içimizde ama neyse gene bozuntuya vermek yok herşey çok güzel.. Ta ki odadan içeri girene kadar..

Universel Residence Otel Odası

Universel Residence Otel diğer bazı oteller gibi "furnished apartments" olarak geçtiği için odalar bir daire büyüklüğünde ve mobilyalıydı. Mutfağı, iki tane balkonu hatta küçük bir salonu bile vardı. Ancak gel gelelim ki lobiyle aynı klasmana bile giremeyecek kadar kötüydü! Perdelerde aynı lobideki koltuklardaki gibi tarif edilemeyen kahverengi lekeler, aynanın yanında kan lekesine benzettiğimiz lekeler, pislik içinde bir halıfleks, gene garip bir koku ve birçok leke daha... Banyosu temiz gözüküyordu ancak yan odadaki arkadaşlarımızın sifonu çekmediği için duş başlığıyla su dökme gibi pratik Türk zekası örneği göstermek zorunda kalmışlardı ve bizim banyomuzda da kapıyı kapadığınız zaman kapının kolu kendi etrafında 360 derece dönebilme yeteneğine sahipti. Yani tuvalete girdiniz mi dışarıdan biri kapıyı açmadığı sürece çıkamıyordunuz!

Ayrıca mutfaktaki balkonun kilidi olmadığı için kapı açık yatmak zorundaydık. Saat gecenin bir yarısı olduğu için o saatten sonra da yorgun argın kimsenin başka otel arama takati olmadığı için mecbur bu otelde geceyi geçirmek durumunda kalıyoruz. Temiz pijamalarımıza haksızlık ederek yatağın içine girdiğimizde en az yer kaplamaya, yatakla en az temasta bulunmaya büyük bir çaba sarfediyoruz. Bir yandan da kafamızda "acaba bu yatakta mikrop kapar mıyız?,  acaba aşı olup da mı gelseydik, acaba gecenin bir yarısı mutfak balkonundan tüfekli adamlar girip de bizi gasp ederse naparız? Allah'tan çakımı almışım yanıma :), yarın erkenden uyanıp otel araştırmam lazım!" gibi düşünceler uçuşurken kabus görmeme ümidiyle uykuya dalıyoruz...

Otelin Haritadaki Yeri

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...